DELİ’ NİN İPİ
Aksu köyün de 55 yaşların da beyaz saçlı bir adam dır Nazır bey.
Köy halkı tarafından pek sevilmeyen deli diye arkasından söylentiler çıkartılan biriydi.
Kimseden lafını esirgemezdi, hatta bu yüzden birkaç kere köyün muhtarıyla ağız dalaşı yapmıştır.
Köyün çocukları o sokaktan geçerken ona düdüklü Naciye diye lakap takarlar, Nazır beyin boynunda kalın bir iple bağlanmış bir bekçi düdüğü vardır.
O köyde yaşayan çocuklardan biri olan Faruk Nazır beyin evinin etrafında dolaşırken Faruk un en yakın arkadaşı Emrah koşarak Faruk un yanına gidip Faruk’a kızarak söylenir.
- senin burada ne işin var aklını peynir ekmekle mi yedin Faruk bu evin etrafın da dolaşmak ne kadar tehlikeli olduğunu bilmiyor musun ?
- bu ev Nazır beyin evi,evin bodrumunda çocukları kapatıp çeşitli işkenceler yapıp ev in arka bahçesin deki karanlık kuyuya attığı söyleniyor
Faruk meraklı bir çocuktur, en yakın arkadaşına evin arka tarafındaki kuyuya gidelim mi diye sorar ,Emrah koşarak arkadaşım sen aklını peynir ekmekle yediysen git ben eve gidiyorum diye söyler . Emrah Faruk u orada bırakarak gider .
Faruk kararlıdır o karanlık kuyuya gidip bakmaya ama bir türlü o gün cesaret edememiştir.
Faruk evden uzaklaşırken Nazır bey karşına çıkar ,o anda korkar imdat diye bir çığlık atar.
Nazır bey bu duruma alışkındır çocuğun korktuğunu anlar,Faruk o yaşlı adamın her zaman yanın da bulundurduğu yeşil renkte uzunca bir sopa ya tür dikkat bakmaktadır .
Çocuk hareketsiz bir halde beklemektedir . Nazır bey uzun ince beyaz renkli cüppesinin iç tarafından bir su matarası çıkartıp çocuğa uzatır ,çocuk bir anda arkasını dönerek evine doğru kaçar . Faruk o akşam ev de hiç kimseyle konuşmaz ve devamlı arkadaşı Emrah’ın dediklerini ve Nazır beyle karşılaşma anını düşünür .
Ertesi gün Faruk bu olayı neticelendirip ,merakını gidermek için tüm cesaretini toplayarak Nazır beyin evinin etrafına dikkat ederek ve Nazır beye yakalanmamak için tür dikkat ederek evin arka tarafında bulunan bahçedeki o karanlık kuyuya yaklaşır ve korkak ürkmüş bir halde kuyuya eğilir bakar ama kuyu karanlık olduğundan dolayı hiçbir şey gözükmez .
Faruk kararlıdır iyice kuyuya eğilir ,o anda dengesi kaybolan Faruk kuyuya düşer.
Allah tan çocuk düşerken kuyuya bağlanmış olan ipi tutarak düşer , ip sağlam değildir.
Çocuğun ağırlığına dayanamaz kopar. Faruk hafif yaralanmış halde kuyunun dibini boylar.
Aşağı düşen Faruk ağlamalı halde imdat yardım edin diye bağırır. Ama kimseler yoktur.
O akşama kadar çocuk kuyuda esir bir halde ,bağırmaktan ve ağlamaktan bitkin bir haldedir .
O akşam dolunay vardır ,Nazır beyin evi köyün ormanına yakın olduğu için akşam olunca çeşitli hayvan sesleri rahatça duyulur Faruk eve çok geç kalmıştır.Faruk kuyunun dibinde endişeli bir halde beklemektedir , tüm köy halkı Faruk un kaybolduğunu zannedip onu aramaya çıkarlar ama hiç birinin aklına gelmez Nazır beyin evi ve bahçesindeki kuyu ama dolunay o karanlık kuyunun dibine doğru o akşam ışık tutmaktadır .
Nazır bey eve dönmüştür bahçesindeki o karanlık kuyudan ihtiyacı olacağı kadar su çekmek
İçin kuyunun başına gelir , elini kopan ipe doğru götürür, ipin kopuk olduğunu anlar ve hafifçe kuyunun dibine doğru eğilerek bakar gözlerine inanamaz bir çocuk bitkin halde orda sinmiş haldedir .
Çocuğa Nazır bey seslenir!
– hey çocuk duyuyor musun beni?
Faruk biranda ürperir ve sinmiş halden kurtularak ayağa kalkar ve cevap verir
- ben buraya düştüm kötü bir amacım yoktu beni lütfen buradan çıkarın
Nazır bey çocuğa hafif kızarak çocuğum fazla merak başına ne işler açtı diye söylenir .
Nazır bey kuyudan uzaklaşarak evine doğru gider, aradan 5 ,10 dakika geçer.
Evden uzun ve çocuğu taşıya bilecek kadar kalın bir iple kuyunun başına döner, ipin bir ucunu çocuğa uzatır. Al bunu beline sıkıca bağla der.
Faruk korkarak sorar – deli amca bana bir şey yapacak mısın beni öldürecek misin?
Nazır bey gülerek kahkaha atar,çocuğa cevap verir!
- çocuğum saçma sapan konuşma her kez’in sözüne de kanma , seni öldürmek istesem şimdi ip yerine evden bir kazan dolusu kızgın zeytin yağı getirirdim.
- Şimdi şu ipi beline bağla yoksa sabaha kadar burada soğukta kal der.
Faruk bu sözlerden çok etkilenir ve ipi beline bağlar ,Nazır bey çocuğu kuyudan kurtarır
Çocuk yorgun bitkin haldedir ,yürüyemez durumdadır hafif baygındır .
Nazır bey çocuğu kucağına alarak evine götürür ,yaralanır sarar ve Faruk un karnını doyurur
Faruk artık kurtulmuş ve yaraları sarılmış haldedir ama çocuk hala korku ve endişeli haldedir
Nazır bey durumun farkındadır, çocuk korkarak bir soru sorar.
- Deli amca bodrumda çocuklara işkence ettiğin doğru mu?
Nazır bey çocuğun başını okşayarak cevap verir
- bak yavrum şu konuda anlaşalım ben deli değilim bana ikide bir deli amca deme benim adım Nazır bana bundan sonra Nazır amca de, ben evimi bodrumda çocuklara işkence yapmıyorum ben ormanda yaralı halde bulduğum hayvanları tedavi etmek için evimin bodrumunu kullanıyorum, istersen beraber gidip bakalım .
Faruk tamam Nazır amca gidip bakalım der ve gidip bakarlar , Nazır beyin dediği gibi birkaç yaralı hayvan vardır. Faruk Nazır beyden özür diler ,Nazır bey çocuğa bir daha hiç kimsenin sözüne kanıp başkalarını yargılamaması gerektiğini tembih eder ve Faruk a hafta sonları arkadaşlarını alıp bodrumdaki yaralı hayvanlara yardım edebileceğini söyler .
Faruk sevinçle olur der , Nazır bey çocuğu sağ salim köy halkına teslim eder.
Çocuk olan biten her şeyi köy halkına anlatır o zaman dan sonra köy halkı evcil hayvanlarını Nazır beye teslim ederler ve deli olan lakabı hayvan doktoru olarak değişir.
SON
Yazan: Feryüz Emrah Dündar.
Tarih: 31,05,2008